AFC Wimbledon, 1988 FA Kupası finalindeki zaferinin ardından bir Wembley şoku daha yaşayacaklarının sinyallerini vermişti ancak Tottenham Hotspur sonunda çok güçlü olduğunu kanıtladı.
Harry Kane'in sürpriz kadroya dahil edilmesi, Tottenham Hotspur kaptanı Mauricio Pochettino için meyvelerini verdi ve FA Kupası'nda beklenmedik bir sürprizi önleyip Wembley'de AFC Wimbledon'ı 3-0 yendi.
İngiltere milli oyuncusunun Pazar günkü maçta forma giymemesi bekleniyordu ancak ev sahibi takımın başından itibaren kaptanlığını yaptı ve ikinci yarıda iki gol atarak Tottenham'ın dördüncü tura rahat bir şekilde yükselmesini sağladı.
Wembley Stadyumu'ndaki Wimbledon, 'Çılgın Çete'yi ve 1988'deki ünlü kupa zaferini hatırlattı ve Jimmy Abdo'nun ilk yarıda golsüz eşitlikle tamamladığı ve direkten dönen gol sonrası hiçbir şey olmadı.
Ancak Kane'in 111 saniyede attığı iki gol ve Jan Vertonghen'in Ekim 2013'ten bu yana Tottenham'ın League One takımını yenmesinden bu yana kaydettiği ilk gol, Pochettino'nun geçen sezon Wycombe Wanderers ile 4-3 berabere kalınan maçta yaşadığı sıkıntıyı yaşamasını önledi.
Pochettino, geçen sezon Tottenham'ı yarı finale taşımıştı ve Premier Lig onlar için ulaşılmaz bir hedef gibi görünürken, bu sefer bir adım daha ileri gitmeyi umuyor.
Ancak Spurs'ün destekleyici kadrosu bu sezonda sıkıntı yaşadı ve bu durum onun Ocak ayında takviye aramasına sebep olabilir.
Kane'in hücumda Fernando Llorente ile kurduğu ortaklık, ev sahibi takımın hücum stratejisini daha da ilkel gösterdi ve ilk 15 dakikada yüzde 90'ın üzerinde topa sahip olmalarına rağmen, Wimbledon'ın inatçı direncini kırmakta zorlandılar.
Spurs kaptanı sıkıştı ve Erik Lamela'nın şutu, Llorente'nin organize ettiği atağın ardından George Long tarafından engellendi, ancak Spurs kötü bir performans sergiliyordu ve Wimbledon sonunda düşüşten çıktığında ilk yarıda gol atmaya sadece bir gol uzaklıktaydı.
Dons, üst üste gelen kornerlerden özgüven kazandı ve Lyle Taylor'ın pasının ardından Abdo, 20 metreden üst köşeye doğru bir şut çekti ve Michelle Worm'u güzel bir kurtarış yapmaya zorladı ancak Hollandalı oyuncu topu direkten dışarı attı ve Liam Trott'un takip eden şutunu engelledi.
Bu durum Tottenham'a yeni bir enerji verdi ancak Long, Kane'in uzak mesafeden attığı şutu kurtardı ve Lamela'nın bire bir pozisyonunda attığı akıllıca gol pasını da değerlendirerek ilk yarıda kalesini gole kapattı.
Jonathan Meads'in kafa vuruşunu Vorm kurtardı ancak Spurs, Moussa Dembele'nin direkten dönen şutuyla (Long şanslıydı, top ona çarpmadı) ve Son Heung-min'in Llorente'nin yerine oyuna giren Erik Lamela'nın ortasında golü atması ile etkili bir oyun sergiledi.
Moralleri yüksek olan Tottenham Hotspur, 63. dakikada Kieran Trippier'in sağ kanattan Moussa Sissoko'ya attığı pasla sonunda öne geçti, Kane ise Fransız oyuncunun geri dönüş pasını sevinçle değerlendirdi.
İki dakikadan az bir süre sonra Kane, Kyle Walker-Peters'ın alt çizgiden yaptığı şutu engelleyerek ikinci golünü attı ve Kane rahatça golü buldu.
Taylor topu ele geçirdiğinde Vertonghen 30 metreden şut çekti, Dons kaptanı Barry Fuller topu blokladı ancak yedi dakika süren maçta top üst köşeye gitti ve bu da büyük bir hasara yol açtı.
MK Dons'un Dele Alli'sinin oyuna dahil olması taraftarlara söyleyecek bir şeyler verdi ve bu şikayetlerin önümüzdeki hafta sonu MK Dons Stadyumu'na gittiklerinde tekrar gündeme gelmesi muhtemel.
Son Heung-min'in şutu direkten döndü ve Georges-Kevin Nkoudou'ya penaltı verilmesi gerekirdi ancak Tottenhamlılar, ünlerine yakışır bir kupa daha ekleme kararlılıklarını açıkça ortaya koyarken hata yapmadıkları için minnettar olmalılar.
