Eski Chelsea oyuncusu, Mourinho'nun başarısının sırlarını, coşkulu övgülerden tedavi odasındaki soğuk omuzlara kadar paylaştı
Aston Villa'nın defans oyuncusu ve Chelsea'nin efsanesi John Terry, Coaching Voice'a verdiği röportajda eski teknik direktörü Mourinho'nun teknik direktörlük stili hakkında konuştu ve onun birlikte çalıştığı en iyi teknik direktör olduğunu söyledi (üzgünüm Bruce).
Çocuklar bana, "Ne yapıyorsun? Bunu kimse yapmaz." der gibi bakıyorlardı.
Mourinho 2004'te Chelsea'ye geldiğinde, Terry'nin etkisi o kadar büyüktü ki, onunla sözleşme imzalamaya bile karar verildi.
Terry, "Birkaç seanstan sonra bir defter aldım ve bir şeyler yazmaya başladım" diye açıkladı.
"Takım toplantılarında, maçlardan önce veya medyaya söyledikleri. Bazen antrenmandan sonra gelip yaptığımız her şeyi yazıyorum. Çocuklar bana şöyle bakıyorlar, 'Ne yapıyorsun? Başka kimse yapmıyor.' Ama merak ediyorum.
Mourinho'nun titiz standartları, maç günü deneyimini antrenmanlarda yeniden yaratmak için top toplayıcıları işe almaktan, beş kişilik bir maçta takım 3-0 gerideyken defans oyuncularına çılgınca saldırmaya kadar uzanıyor.
Ancak Portekizli teknik direktör saha dışında da aynı şekilde hesaplı davranıyor ve Gordon Strachan'ın bir zamanlar Alex Ferguson'un kullandığını iddia ettiği taktiği taklit ederek sakatlık listesindeki oyunculara daha az süre tanıyor.
Terry, "Birkaç kez sakatlandım ve sonraki birkaç maçta oynayamadım" dedi. "Mourinho tedavi odasına gelirdi ve benimle konuşmazdı bile. Etrafta dolaşır, herkesle konuşur ve sonra odadan çıkıp beni geride bırakırdı.
"Yemin ederim, futbol kulübünün kaptanı olarak şunu düşünüyordum: 'Neden benimle konuşmuyor?' Fizyoterapiste dedim ki: 'Yarın antrenman yapmam gerekiyor. Menajerin benimle konuşmamasına izin veremem.' Ne yaptığını tam olarak biliyordu.
"Beni nasıl sinirlendireceğini biliyordu, ama aynı zamanda bana ne zaman sarılması gerektiğini, ne zaman bana en iyi olduğumu söylemesi gerektiğini, ne zaman medyaya benim, Frank'in, Didier'in, Peter'ın, Ashley'nin dünyanın en iyi oyuncuları olduğumuzu söylemesi gerektiğini de biliyordu. Dünyanın en iyileri biz miydik? Muhtemelen hayır. Ama size en iyi olduğunuzu hissettiriyordu."