Ateşli İskoç, Ibrox'ta beş yıl oyuncu-menajer olarak görev yaptıktan sonra güneyde Liverpool, Blackburn ve Newcastle'ı çalıştırdı. Lindsay Herron, Rangers'ın zafer kazanmasında İskoçya'nın oynadığı rolü anlatıyor…
8 Nisan 1986'da Graeme Souness, Rangers'ın menajeri olarak yeni görevini üstlenmek üzere Ibrox'taki Mavi Odaya girdi. Sadece uyuyan devi uyandırmakla kalmadı, aynı zamanda İskoçya futbolunda devrim yarattı.
Anfield'da üç Avrupa Kupası, beş Lig Kupası ve dört Lig Kupası kazanan Liverpool efsanesi ve İskoçya kaptanı, daha önce Sampdoria'da başarılı olduğu Serie A'dan transfer edildi ve Jock Wallace'ın yerine geçerek kulüp tarihindeki ilk oyuncu-menajer oldu.
Bu, CEO David Holmes tarafından organize edilen inanılmaz bir başarıydı ve etkisi yalnızca Rangers için değil, tüm İskoç ve İngiliz futbolu için çok büyük oldu. Souness, Ibrox'taki maaş yapısını bozdu, İngiliz futbolunun en iyilerini kadrosuna kattı ve 1989'da ezeli rakipleri Celtic'in gözünün önünden Mo Johnston'ı kaparak dinsel engelleri yıktı ve Rangers'ın on yıllardır uyguladığı Katolik oyuncu almama politikasına son verdi.
Beş yılda üç lig şampiyonluğu ve dört Lig Kupası kazanan kulüp, 1988'de David Murray'in kulübü satın almasına yardımcı oldu ve sağ kolu Walter Smith'in devam ettirdiği dokuz şampiyonluk döneminin temellerini attı.
Nisan 1991'de Liverpool'a transfer oldu ki, geriye dönüp bakıldığında bu onun en büyük hatasıydı. Buna rağmen Souness'in mirası hâlâ her Rangers taraftarı tarafından saygıyla anılıyor.
"David Holmes'tan Cenova'daki evinden bir telefon aldım. Londra'da ve ardından Milano'da buluşmayı ayarladık," diye hatırlıyor İskoç. "Çocukken Rangers taraftarıydım ve kulübün ne kadar büyük olduğunu biliyordum, bu yüzden hayır diyemezdim."
"David'in hayatını riske attığını söylemek yetersiz kalır. 33 yaşındaydım ve hiç deneyimim yoktu. Bana Rangers'ın -benim görüşüme göre İngiltere'nin en büyük kulübü- menajeri olma şansını teklif etti ve bu onu endişelendirmiş olmalı. David Holmes'un yaptığı asla unutulmamalı. Kulüp o sırada kargaşa içindeydi ve dağılıyorlardı."
