Arsenal taraftarları arasında şüpheciler her zaman en gürültülü olanlardır - ancak her zaman haklı değillerdir
Arsenal'in dün gece kadrosu açıklandığında Twitter'da çıkan mesajlardan, Kuzey Londra'daki her iki takımın da Dulux köpekleri tarafından soyulduğunu sanırdınız. Arsenal taraftar grupları, Mikel Arteta'nın ofisindeki tahtaya ağıt yakmak için bir kez daha çevrimiçi ortamda toplandı.
Ayrıca Gabriel Martinelli'nin, özellikle Pazar günü Sheffield United'a karşı sergilediği muhteşem performansın ardından oyuna dahil olması büyük bir karışıklığa yol açtı. Pierre-Emerick Aubameyang'ın devamsızlığı endişe vericiydi (daha sonra bunun kaptanın sıtmaya yakalanmasıyla açıklandığı söylendi). Kağıt üzerinde en azından defans hattı Chambers, Holding, Mari ve Xhaka'dan oluşuyor. Arsenal, taraftarların Emirates Stadyumu'na geri dönmesine izin verildiğinde oluşan ortak rahatlama atmosferinden yararlanabilirse, belki de taraftarlar topu ağlara daha sık gönderebilirler.
Bu endişeyi anlayabilirsiniz. Kulübün anahtarları bir çaylakta bulunuyor: Belki de böylesine bir İngiliz devi için benzersiz bir durum, her taraftarın teknik direktör kadar deneyimli olması. Yönetimin Wenger sonrası ilk ataması ideal değildi ve temeldeki verilere bakılırsa ikincisi de ideal değildi.
Arteta'nın ilk sezonunda elde ettiği sekizincilik, Avrupa Ligi'nden elenme, Olympiakos'a transfer olma ve yerel kupa zaferiyle Avrupa futboluna geri dönüş; gizemli ve uzun zamandır unutulmuş bir yolculuktur. Arsenal, takımın başındaki ikinci sezonunda maçların çoğunu ligin alt sıralarında geçirdi. Aubameyang formda olmadığında çok az gol attılar ve hataları 1990'larda videoya çekilecek kadar fazlaydı. Bugünlerde Arsenal her maç kaybettiğinde, buna genellikle tuvaleti kullanırken bir yabancının sizi yakalaması sonucu oluşan utanç ve aşağılanma duygusu eşlik ediyor.
Ancak "temel veriler" hikayenin tamamını anlatmıyor. Bir takımın ligdeki sıralaması nadiren tüm hikayeyi anlatır. Arsenal geçen yaz Wembley'in sıcak bir öğleden sonrasında FA Kupası'nı kaldırdığında (ve sonrasında kupayı kaybettiğinde), taraftarlar size Arteta'nın hala hatalar yapan genç bir teknik direktör olduğunu söylemekten büyük mutluluk duymuşlardı. Ve bu hatalar bu iyimserliği çürütüyor.
Ama dün gece Mikel Arteta'nın performansı harikaydı. Savunma yapması gereken Slavia Prag karşısında, Bramhall Lane'deki provada olduğu gibi 3-3-1-3 dizilişiyle alanı mükemmel kullandı. Bu bir ustalık sınıfıydı - gerçi geçen haftaki performans daha popüler olurdu. Arteta, ilk maçta Pepe ve Aubameyang'da değişiklikler yaparak oyunu değiştirmeye çalıştı ancak bundan dolayı takdir görmedi çünkü bunu daha önce yapmalıydı.
Özgüven eksikliği artık norm haline geldi. Kuzey Londra derbisi öncesi Aubameyang'ın kadro dışı bırakıldığı haberinin duyulmasıyla taraftarlar sevinçten havaya uçtu. Maç başlamadan önce taraftarlar neredeyse beyaz bayrak çekecekti ama sonunda Arsenal galip geldi. Willian, Leicester City maçında Maçın Adamı ödülünü almadan önce ilk 11'de yer aldığında da benzer bir hoşnutsuzluğa yol açmıştı.
Dani Ceballos'un yerine Mohamed Elneny'nin neden getirilmediği sorgulandı: Ceballos, Avrupa Ligi'nde bazı dikkat çekici hatalar yaptı ve bu da onu bir bakıma haklı çıkardı. Granit Xhaka, Burnley maçında gördüğü kırmızı kartın ardından ilk 11'e geri döndüğünde büyük tepki çekmişti; ancak o zamandan bu yana performansı neredeyse kusursuzdu.
Arsenal taraftarlarının, her gün bu oyuncularla çalışan bir adama gerçekten bu kadar az güvenmesi mi gerekiyor? Arteta'nın görev süresi boyunca endişe verici alanlar elbette oldu, ancak aynı zamanda daha fazla güveni hak ettiği birçok örnek de yaşandı.
İki sezon orta sıralarda yer almak bireysel başarısızlıkları tam olarak yansıtmıyor; Arteta'nın dört aylık görev süresini karakterize eden pandemi kaynaklı cehennemi ya da tüm yönetim kurulunda çok ihtiyaç duyulan bağlılığın eksikliğini de yansıtmıyor. Arsenal'in geçen yıl FA Kupası'nı kazandığını, bu yıl Şampiyonlar Ligi yarı finaline çıktığını ve son bir yıldır uzun zamandır ilk kez büyük takımları yendiğini de söylemeden geçemiyoruz.
Sıralamalar yalan söylemez; ancak herhangi bir bağlam da sunmaz. Belki de bu yüzden Guardiola, konuşanların tavsiyelerine hiç kulak asmadı ve bunun yerine daha az parası olan daha küçük bir kulüpte kendini sınamayı tercih etti. Küçük diye tabir edilen takımların arkasında kaldığınızda, kulüp doğru yolda olsa bile taraftarların pek sabrı kalmıyor.
Mikel Arteta, yol boyunca birçok kez tutarlı kararlar aldı ve şimdi bu kanıtlandı. Dün gece Slavia Prag'a karşı alınan 4-0'lık galibiyetten dolayı pek fazla övgü almamış olabilir, ancak bir dahaki sefere büyük bir karar verdiğinde muhtemelen biraz takdir görecektir.