Premier Lig'in 18. haftasında, Manchester City evinde Everton'ı ağırladı. 1-1'lik sonuçla, Manchester City hala kötü formunu aşamadı. Bu maçta, Akanji bir hata yaparak rakibe gol hediye etti, Haaland ise penaltı kaçırdı ve 3 önemli fırsatı değerlendiremedi. Guardiola da çaresiz kaldı.
Premier Lig'de son dört yılın şampiyonu olan Manchester City, Kasım ayından itibaren birdenbire düşüşe geçti. Son 8 Premier Lig maçında yalnızca 4 puan alarak hızla 7. sıraya gerilediler. Boxing Day'deki büyük maçta, Manchester City yine eksik kadroyla mücadele etti; Walker ve Grealish sakatlıkları nedeniyle oynayamazken, De Bruyne ve Gundogan yedek kulübesindeydi.
Sol kanatta Doku, sağ kanatta Saviñon, forvet olarak Haaland, çift ön orta saha oyuncusu Bernardo Silva ve Foden, Manchester City'nin hücum hattı, her biri hız ve hareketliliğiyle dikkat çekiyor. Bu, Guardiola'nın isteği—ancak yalnızca agresif baskı, pres ve koşularla galip gelebilir ve kötü formdan çıkılabilir.
14.dakikada, Manchester City'nin baskılı oyununun meyvesini verdi. Doku'nun sol kanattan yaptığı çapraz ortayı B. Silva, Brereton'ın müdahalesiyle yön değiştirip ağlara gönderdi.
Manchester City maçı kontrol altında tutuyordu, ancak zaman zaman yapılan istemsiz, amatörce hatalar, iyi giden durumu altüst ediyordu. 36. dakikada, Doucouré'nin ortasında Akanji topa müdahale etmek istedi ama yanlışlıkla topu boş geçti! Top, Ndjaye'nin önüne düştü ve Everton'ın 10 numarası büyük bir fırsatı değerlendirdi. İki takım 1-1'lik eşitlikle soyunma odasına gitti.
Kaderin cilvesiyle, bir kişi şanssız olduğunda, su içse bile dişi takılabilir. İkinci yarıya geçildiğinde, 51. dakikada, Saviño bir penaltı kazandırdı, Haaland topun başına geçti, ancak "Majin Buu" gibi adlandırılan Haaland'ın penaltısı kalitesizdi ve Pickford topu kurtardı. B. Silva'nın kafayla yaptığı asist sonrası, Haaland topu ağlara gönderdi, fakat ofsayt nedeniyle gol geçerli sayılmadı.
Penaltı kaçtı, röveşe ofsayt oldu, Guardiola yine yüz ifadesiyle manşetlere çıktı — inanıyoruz ki, o ifadeyi okurken Guardiola'nın çaresizliğini, hayal kırıklığını ve şaşkınlığını hissedebiliyorsunuz…
Bu maçın senaryosu, taraftarların tahmin ettiği gibi gelişti — Manchester City, oyunun büyük kısmında hâkimiyet kurdu ama pozisyonları değerlendiremedi. Yüzde 66 topa sahip olma, 24 şut, 5 isabetli şut, 4 büyük fırsattan sadece 1 gol bulabildiler. Everton, maçın son dakikalarında 541 savunma dizilişiyle direndi ve bir ara 4’e 2’lik kontra atak fırsatları bile yarattı, neredeyse Manchester City’yi son dakikada şok etti.
Maç bitiminde, kamera Guardiola’yı gösterdi:
Pep Guardiola, sahaya gitmek yerine, oyuncularını teselli etmek veya onlara cesaret vermek yerine, kollarını bağlayarak etrafına boş boş baktı, gökyüzüne bakarak derin bir iç çekti ve başı önde soyunma odasına doğru yürüdü. Üç puanı yine alamadılar, ama bu, Guardiola'nın suçu değildi. Kim tahmin edebilirdi ki Akanji’nin topu boşluğa vuracağı? Kim tahmin edebilirdi ki Haaland penaltıyı kaçıracak? Teknik direktör elinden geleni yaptı, ancak maçı yine oyuncuların sahada kazanması gerekiyordu. Guardiola'nın çaresizliği, düşündüğünüzden daha da netti.